"Yakın bir eşleşme görüyorum": Manuel Amoros, bu cumartesi akşamı Monaco-Lyon öncesinde konuşuyor

Dil Seçin

Turkish

Down Icon

Ülke Seçin

France

Down Icon

"Yakın bir eşleşme görüyorum": Manuel Amoros, bu cumartesi akşamı Monaco-Lyon öncesinde konuşuyor

"Yakın bir eşleşme görüyorum": Manuel Amoros, bu cumartesi akşamı Monaco-Lyon öncesinde konuşuyor

Manuel Amoros bir efsanedir. Özellikle AS Monaco'dan ve Fransa Milli Takımı'ndan. Nice-Matin'e konuşan eski sağ bek, akşamki maçla ilgili görüşlerini paylaşmak ve Monaco ile Lyon anılarını anlatmak için hemen telefonu açmayı kabul etti. Gösterişli bir dönemin tanığı.

Hafta sonu maçı pahalı olacak, nasıl tahmin ediyorsunuz?

Favori hala Monako. Onlar daha iyi bir pozisyondalar ve Lyon geçen hafta olumlu bir sonucu (Lens'e yenilmek) kaçırdı. Hala biraz umutları var. İki iyi takım arasında çekişmeli bir mücadele görüyorum.

Tolisso'nun yokluğu mu?

Maalesef bu oyunun bir parçası, bir futbolcunun günlük hayatının bir parçası. Çok büyük tecrübe getiren harika bir oyuncu. Yerine genç birisi gelirse, enerjisini ve iradesini ortaya koyarak önemli birinin yerini doldurabileceğini göstermesi gerekecektir.

ASM sezonu hakkındaki görüşleriniz?

Monaco, Brest'te (2-1'lik yenilgi) aptalca puanlar kaybetmiş olsa da, oldukça iyi bir sezon geçiriyor. Felaket boyutunda olmayan ama yine de karmaşık bir durumun içinde buluyorlar kendilerini. İkinci veya üçüncü olma imkânına sahipler.

Peki savunmada yapılan çok sayıda hatayı nasıl açıklayabiliriz?

Her şeyden önce kolektif bir çaba var: Takım gol attığında kolektif çaba önemli, gol yediğinde de aynı şey geçerli. Hücum oyuncuları topu kaybettiklerinde pozisyonlarını değiştirmek için çaba sarf etmezlerse, defans oyuncularının rekabetçi olmaları mümkün olmaz.

Bu takımın ilerlemesi, kulübün DNA'sında var mı?

Evet, ama karşılaştırmak zor. Futbolun günümüze göre değiştiğini düşünüyorum. Monaco iyi oynayan, kendini gösteren, bol gol atan, belki Avrupa'da sürekli oynayan bazı kulüplerin seviyesine henüz ulaşamamış olsa da iyi bir takım. Özellikle TV hakları hikayesi açısından kalan iki maç çok önemli.

Burada kazandığınız iki Fransa şampiyonluğu (1982 ve 1988) arasında benzerlikler var mı?

Bu iki şampiyonluk kulüp ve oyuncular açısından önemli ama ikisi farklı takımlar. Eze Köyü'nde antrenman yaptığımız bir dönem vardı, bütün sezon boyunca sadece yarım sahamız vardı. Bugün böyle bir şey mümkün olmazdı! İkisi arasında bir bağ kurmam gerekirse, bu bağ, tutarlılık olurdu. Tam bir sezon geçirip şampiyonluğa ulaşmak için sağlıklı bir gruba ihtiyacınız var. O dönem yedek kulübesinde çok fazla oyuncu yoktu. Rekabeti öğretti. Örneğin 1982 Dünya Kupası'nda favori Jean-Luc Ettori değil, (Dominique) Baratelli'ydi. Ancak Michel Hidalgo, (kaleci antrenörü) (Ivan) Curkovic'e kimin en iyi hazırlığı yaptığını sorduğunda Ettori'nin bu olduğunu söyledi. Dolayısıyla hem oyuncular arasında hem de teknik heyet arasında uyumun sağlanması gerekiyordu. Şikayette bulunanlar kısa sürede bilgilendirildi ve doğru yola koyuldular!

Bruno Bellone ile düetiniz neden bu kadar başarılı oldu?

Zaten eğitim merkezinde birlikte oynamayı öğrendiğimiz için çok fazla otomatizmimiz vardı. Birbirimizin nasıl oynadığını biliyorduk. Sıraya girdiğinde kenarda bana yer bırakacağını biliyordum. Veya solda iyi durduğunda topu ona vermem gerekiyordu ki kışkırtsın, orta açsın... Bir sürü küçük numaramız vardı. Ama gerçek hayatta arkadaş değilsek bu işe yaramaz.

La Turbie kayalıklarından balonların uçurulduğuna dair bu hikâye neydi?

Evet! (gülümseme) La Turbie'de arka sahada antrenman yapıyorduk ve her antrenmanın sonunda topu uçurumdan aşağı atmaya çalışıyorduk. Ben sadece Bruno (Bellone) ve Didier Christophe'un başarılı olduğunu düşünüyorum. Eğlenceliydi. Onları nasıl geri aldığımızı hatırlamıyorum. En kötüsü ise yolun diğer tarafında antrenman yaparken oldu. Kötü bir pas yaptığımızda, vadiye düşen topu kurtarmak kolay olmadı (gülüyor).

Lyon'daki zamanınız pek akılda kalıcı değildi. Peki bundan ne saklıyorsun?

Muhteşemdi! Zaten üç Marsilyalıya ulaştık: Pascal Olmeta, Abedi Pelé ve ben. Ve sonra Jean Tigana hoca oldu. İnanılmaz yeteneklere sahip bir grup gence profesyonelliği öğretmek için mentorluk yaptık. Kulübün daha önce sahip olmadığı bir istikrarı sağladığımızı düşünüyorum. Gerland neredeyse hep doluydu, Lyon taraftarına umut vermiştik. Aulas, Marsilya'yı kadroya katarak cüretkar bir kumar oynamış olabilir, ama bu kumar karşılığını verdi...

Nice Matin

Nice Matin

Benzer Haberler

Tüm Haberler
Animated ArrowAnimated ArrowAnimated Arrow